Adını telaffuz etmekten hâlâ hoşlanmadığım bu sorunla karşılaştığımda öyle şaşkındım ki kabullenmem zaman aldı. 1.5 yıl kadar bir zaman. Bu öyle bir durumdu ki kendime bunun bir sorun olduğunu bile itiraf edemedim ve çok kullanılan yolu seçtim, yok saydım. Kendi seçtiğim, sevdiğim, istediğim biriyle evliydim. Öncesinde iki yıllık bir flört dönemimiz olmuştu. Birbirini bizim kadar seven, bu kadar anlayan kimse olamazdı. Bizim böyle bir sorunumuz olamazdı. Hep böyle düşündüm. Nasıl olsa çözerim dedim başlarda, yardım almak aklımın ucundan bile geçmedi; zaman geçtikçe de zorlaştı tabi. Ben de mücadeleyi tamamen bıraktım. Zaten eşim her konuda olduğu gibi bu konuda da son derece anlayışlıydı. Bu konuda hiçbir zaman kendimi suçlu hissetmedim. Eşim de hiçbir zaman bana böylesi bir duygu hissettirmedi. Ama bu konuda, yani bunu çözmek adına da bir şey yapmıyorduk. Birçok kişiye şaşırtıcı gelse de bu rahatsızlık bizim evliliğimizde en ufak bir soruna bile yol açmamıştı. Ne sevgimizde bir eksilme, ne bir uzaklaşma, ne de bir gerginlik…. Ali bey’e gelmeden aylar önce başka bir jinekologla görüşmüştüm. Fiziksel bir sorun olup olmadığını öğrenmek istedim. Öylesine cahildi ki bu konuda, beni korkunç yöntemlerle muayene etmeye çalıştı. Ölmek istedim o muayene sandalyesinde. Kendimi çok çaresiz, çok zavallı hissettim. Ve masadan kalktığımda bu artık gerçek bir problemdi benim için. Bir daha asla bir muayene masasına çıkmam dedim ve konu benim için kapandı. Bunun bir rahatsızlık olduğunu biliyordum elbette ama kendimde bunu çözecek gücü asla bulamıyordum. Aklıma hep o muayene esnasında yaşadıklarım, hissettiklerim geliyordu. Beynimin en arkalarına itip başka sorunlarla uğraşıyordum hep. Zaten yapacak yeterince işiniz varsa ya da yoktan iş üretebiliyorsanız kendinize ve çok anlayışlı bir eşiniz varsa bu problemi siz kendiniz –sadece kendiniz- istemediğiniz sürece asla çözemezsiniz. Bir gün bir arkadaşım için gittiğimiz bir klinikte bir broşür tutuşturdular elime. VAJİNİSMUS HASTALARI gibi bir başlık vardı, çok şaşırmıştım. İnanılmazdı okuduklarım, 5 yıldan, 10 yıldan beri bunu yaşayan insanlar vardı. Bu doğru olabilir miydi? Bu insanlar aptal mı, neden bu kadar beklemişler, diye sorarken birden onlardan biri olduğumu fark ettim. 5 yıl sonra o broşürde kendi öykümü anlatırken buldum kendimi ve çok büyük bir hata yaptığımı anladım. Bu sorun bekleyerek çözülmüyordu. Ali Bey’le ilk görüşmemizde bana “Vajinismus bir erteleme ve yok sayma hastalığıdır” demişti. Her şeyi özetliyor aslında bu. Ertelemek bu hastalığın bir özelliğiydi, herkesin yaptığıydı, çok kullanılan yoldu. Oysa ben yine az kullanılan yolu seçmeliydim, bir an önce çözmeliydim bu sorunu. İşte böyle bir anda buldum Ali Bey’i. İnternet sayfasını okudum, inceledim. Üstüne fazla düşünmeden, nedenini, nasılını sorgulamadan bir telefon açtım MİTRA Klinik’e. Öyle emindi ki Ali Bey kendinden, şaşırdım doğrusu. Ben “Sadece 3 günüm var” diyordum; O, “Çözeriz” diyordu; ben “Ya olmazsa” diyordum, O, “Hiç başarısız olmadık” diyordu. Ben “O masaya çıkmam” diyordum, O “Sadece 35 saniye ve hiç canın yanmayacak” diyordu. Kabul ettim. Çarşamba günü başladı tedavi, Cuma günü ben kendim artık biliyordum ki bu sorun tamamen çözülmüştü. MİTRA Klinik’in kapısından içeri girdiğim an şunu hissettim: Beni anlayan, ne hissettiğimi, neden korkup neden çekindiğimi bilen insanlar vardı burada. Ali Bey’e olan teşekkür borcumu anlatacak bir kelime bulamıyorum, her cümle bir öncekinden daha sıradan geliyor. Kendisi gerek konuşmalarıyla gerek yaklaşımıyla inanılmaz güven verici bir insan. O olmasaydı ben bu sorunu asla çözemezdim. Kendisine minnettarım. Tüm MİTRA çalışanlarına da tüm yardımları için sonsuz teşekkürler. Lütfen şunu unutmayın, sorun, çözmediğiniz sürece hep sorundur ve onu bugün çözmek her zaman yarın çözmekten daha kolaydır. Sevgiler