Vajinismuslu kadınlar eğer görücü usulüyle evlenmemişlerse, eş veya sevgililerini babalarının otoriter ve baskıcı özelliklerinin tersindeki erkeklerden seçerler. Evlilik öncesi başka kadınlarla yaşadıkları cinsel deneyimleri sınırlı olan eşleri; çoğunlukla aşırı nazik, pasif, girişken olmayan, edilgen erkeklerdir. Tencere-kapak gibi olan karı-koca birbirini kırmaktan aşırı derecede korkar. Vajinismuslu kadınlar nasıl çocukluğunda iyi bir kız çocuğu olmuşlarsa eşleri de iyi çocuk olmalıdır. Yani vajinismuslu kadınlar cinselliğin kötü kadınlar için olduğunu, bir eşin saf ve masum olması gerektiğine inanırlar.
Genellikle evlilik öncesi cinsel yakınlaşmaları dokunma ve öpüşmeden ileri gitmeyen çiftler evlendikten sonra da karşılıklı anlaşarak cinsel ilişkiden kaçar. Çünkü her iki tarafın da cinsel birleşmeyle ilgili bilinçli ve bilinçdışı korkuları vardır. Birleşme gerçekleşmese de, cinsel yaşamları asgari ölçüde devam eder, düzenli olarak sevişirler ve sürtünerek boşalabilirler. Hatta sürtünme doğrudan klitorisi uyardığı için vajinismuslu kadınlarda orgazm olma oranı daha da yüksektir.
Vajinismus nedeniyle boşanma oranı düşüktür. Çünkü ortak cinsel korkular çifti birbirine yaklaştırmaktadır. Eğer erkek kadının korkusunu anlamaya çalışıp ona destek olmak yerine, bir an önce cinsel ilişkiyi gerçekleştirip hem kendisine hem eşine hem de ailesine karşı erkekliğini ispatlama gayreti içinde hareket ederse (ki genellikle böyle olur) sorun daha da büyüyecektir. İlk gece sonrası eşler olup bitenler konusunda aile büyüklerine hesap vermektedirler. Bu, toplumumuzun hoş olmayan bir adetidir ve sorunu içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir.
Vajinismuslu kadınların partnerleri istenmedikleri, reddedildikleri, yeteri kadar sevilmedikleri gibi yanlış duygularına kapılabilirler. Zamanla erkekte sertleşme yetersizliği, cinsel isteksizlik ortaya çıkabilir.